7 Temmuz 2022 Perşembe

3 . Otel Odalarının Değişmeyen Kokusu


    Levent Bey bahsi kazandığı için mutluydu. Bugünü kazanmıştı. Zehra Hanıma elini uzatarak onu içeriye davet etti. Kadınsa böyle basit bir suali iki saat dinlemesine ve düşünmesine rağmen mantıklı bir cevap bulmayarak kaybettiği için mutsuzdu. Masadan isteksizce kalkıp beraberce yatağa doğru yöneldiler.     

    Otelin sıradan döşenmiş odasına balkondan geçmeleri ile beraber çarşafların otel odalarına özgü o tanıdık, alışıldık kokusu, otobüs duraklarındaki beklemişlik duygusu kadar beklendik. O garip odaların insana yalnızlığı hatırlatan bir hali vardı. Böylece otel odalarının değişmeyen kokusu etraflarını sardı.

    Bakan, asistanına kazandığı zaferle beraber tavsiyelerde bulunma fırsatını da bir kez daha yakalamıştı:

    - Sana bir nasihatim var. Bütün erkekler aynı değildir cancığımız. Bazısı tam yalancıdır, çünkü işi budur. Kimisi de sadece ara sıra yalan söyler. Nedenini gelince sadece hep anı kurtarmaya çalışır.

    Zeliha Hanım, Levent Beyin yeşile çalan gözlerine bakıp:

    - Sen hangisisin?

    Levent Bey geriye doğru çekilip:

    - Unutma ben bir politikacıyım. Benim işim sürekli yalan söylemek.

    Dışarıda insanlar koşuşturmaya devam ediyordu. Levent Beyin karısı Gülşen Ataman öğretim görevlisi olarak çalıştığı üniversite de masası başında yine bir tezle uğraşıyordu. İkinci çocukları olan kızlarına ise; tam o sıralar hamileydi.

    Günler böyle alışıldık, rutin bir şekilde geçecek ve o günün yasak meyvesi olarak dünyaya geliş sebebim  olacaktı. Gizli kalmış ve açığa çıkacağı günü bekleyen her günah gibi tarihe geçecekti otel odası kayıtlarında.

    Bakan Levent Bey asistanı Zeliha Hanımla o günün akşam saatlerine doğru, hafif bir yemeğin ardından beraber oldu. Buzdağının altında kaybolan o ağır kütle gibi saklı olarak uzun yıllar sadece Levent Beyin dimağında kalacaktı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap: