20 Aralık 2018 Perşembe

Haklarımız 70 Yaşında


Hafta boyunca, İstanbul'da Anadolu ve Avrupa yakası metro ve tramvay duraklarında #Haklarımız70Yaşında panolarına yer verildi. -

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 
Madde 1:
"Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar."

17 Aralık 2018 Pazartesi

Karabatakla Yan Giden Balığın Hikayesi


Yan gidiyor denizde bir balık,
Karabataklar onu bekliyor su üstünde,
Vuruyor dalgasına bir gemi,
Ak köpükler içinde bir arayış,

Ve ben çok uzaktayım,
Aşkta hala çocuk,
Kavgada kararlı,

Anam sesleniyor kapı ağzından,
İçeri gel dışarısı çok soğuk,

Bilmez ki; dışarının karı yıkmaz beni,
İçimi yakan olmuş ve olacaklardan yana,

Ve koltuğu tütün kokan bir adama denk geliyorum,
Sabahları kolonya yerine amonyak süren acılarına,
Daha çok yaksın da acı bile utansın diye bu halinden,

Çıkıyorum görmek için,
Beyazıt'ı, Kapalı Çarşı'yı, meydanları, eski kitap kokan sahafları ve ellerinin tırnaklarıyla bıyıklarının uçları sararmış adamları,

Ve haberleri çok sonradan geliyor gamlı bir hüzzama kurban gidenlerin,

Terk edilmiş bir ev kadar başı boşken,
Duvarlara boyası yeter mi diye telaşla yazıyorum el yazımla,
Karabataklar bir şans vermeyecekler o yan giden balığa.

5 Aralık 2018 Çarşamba

John Fante'den Toza Sor


John Fante'nin meşhur eseri Ast The Dust (Toza Sor)

    İnsanın suratına bir tokat gibi inen her sayfasında ben neden yaşıyorum amacım ne diye sormasına sebep olan bir kitap. Ve sadece 155 sayfa.

    Albert Camus'un Yabancı'sını okuyup daha sonra ne okuyabilirim diye kendinizi paralıyorsanız. Evet arkadaşım sıradaki okuyacağın kitap John Fante'den Toza Sor.

    Şuana dek okumadığıma milyon kere pişmanım. Hele ki otuzlu yaşları geride bıraktığım bir sırada okumuş olmam. Şahsen bendeniz bu kitabı lisede okumalıydım. Veyahut üniversiteye başladığım sıralar. O zaman dilimi için büyük kayıp.

    Tekrar dönüyorum konuya. Kitap kısaca yazar olmayı kafaya koyan yirmili yaşlardaki bir delikanlının serüvenini anlatıyor. Ve en nihayetinde zor olanı (yazar olmayı) başarıyor hikayesinde.

    Yazar burada kendi hayatını anlatmış. Kitaptaki en sevdiğim taraf ise diyaloglar halinde sürerken bir anda hikayeye geçiş yapıp olayları iç dünyası ile birlikte anlatması.

    Eğer okumadıysanız mutlaka alıp okumalısınız. Aşk, felsefe, insan ilişkileri, insanın kendisiyle mücadelesi ve en önemlisi yazarlığın perde arkası öyküsü.

    Kitaptan alıntılara pek yer vermek istemiyorum. Fakat iki paragraf benim için ayrı yere sahip. O kısımlar:

    - Gece vardı Allah'tan, karanlık vardı, viranesi bir günün bitip yeni bir günün başladığını fark edemezdim. (sf.125)

    - Onun eviydi burası, onun viranesi, parçalanmış düşü. (sf.135)

    İllaki diğer bölümlerinde daha akılda kalıcı yerleri muhakkak vardır. Fakat ben diğer incelemelere ziyade bu kısımlara yer vererek okuyucunun dikkatini kitaba çekmek istiyorum.

    Bir paket sigara fiyatından ucuz psikoloğa vereceğin bir seans ücretinden pahalı olmayan, yolda, evde, otobüste kısaca her yerde okuyup kafa açacak bir kitap.

    Camila ile Arturo Bandini'nin hikayesi. Okurken insan özenmiyor değil hani. Melankoli ve aşk bir arada.

    Uzun lafın kısası her okuyucu bir şeyler bulacaktır kendinden. Yeter ki okuma zahmetine girsin. Tavsiye bizden. Gerisi size kalmış...