4 Mayıs 2023 Perşembe

Son Dönemde Okuduklarım Üzerine

Öncelikle en son okuduğum eserden söze başlamak istiyorum. Turgut Uyar'ın usta işi "Büyük Saat"te toplanan şiirlerini okuduktan sonra aklımda Ahmet Erhan okumak vardı. Ancak bu sırada Onur Caymaz'ın "Destan Sayılır" eseri gözüme çarptı ve bir çırpıda okudum. Eserde başlangıçtaki ufak bir anlatıdan sonra kendi şiirlerine yer vermiş durumda. Severek okudum ve bazı şiirlerini 1000Kitap uygulamasındaki @ufkunizinde profilimde paylaştım. Telif hakkı ihlali yapmamak için burada yer vermiyorum. Okumak isteyenler profilimde alıntılardan okuyabilir. 


Bir sonraki eserimiz İran Edebiyatındaki rüştünü ispat etmiş Sadık Hidayet'in "Kör Baykuş". Doğu Edebiyatınde kendisine başlı başına bir yer oluşturmuş olan bu eser insanın, diğer insana olan uzaklığını, bireyin aile ve toplum içindeki sorunlarını dönemi içindeki İran gerçeği altında okuyucusuyla buluşturuyor. Böylesi bir dehanın Paris'te intihar ettiğini düşündükçe de insan üzülmeden edemiyor. Kim bilir, ölmeseydi daha hangi eserleri bizlerle paylaşacaktı bizimle?! Doğu halklarının yaşadıklarını ayrı bir pencereden dünya edebiyatına sunmuş olması sebebiyle muhakkak okunması gerektiği kanaatindeyim.


Değinmek istediğim bir diğer eser ise; dünya edebiyatında on bin kelime civarındaki mütevazı bir içeriğe sahip olmasına rağmen büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmış olan, Richard Bach'ın, "Martı Jonathan Livingston" adlı eseri. Uçmanın sınırlarını zorlamak için, kıyıdaki martı kalabalığından uzaklaşırken kendini başka bir dünyanın içinde bulan ve orada bambaşka bir hayatın içine evrilen bir martının hayat hikayesini anlatıyor. Yazar, insanın yaşadığı zorlukları, hayvan teması üzerinden okuyucuyla buluşturarak ana temasını işlemiş. Eser, her yaştaki okuyucuya hitap edecek bir dilde yazılmış olması da ayrıca güzeldir.


Dördüncü olarak bahsetmek istediğim eser ise; Charles Baudelaire'nin "Paris Sıkıntısı" adlı kitap. Yazar, özellikle iç dünyasında yaşadığı bazı sıkıntıları ve şahit olduğu olayları kısa kısa anlatarak okuyucu ile buluşturmuş. En sevdiğim yönü ise; gereksiz bir şekilde uzatmadan hikayenin özünü vererek anlatmış olması. Pek sıkılmadan, kolaylıkla hazmedilebilecek yazılardan oluşması da ayrıca okuyucu tarafından rahatça okunmasını sağlamış. 


Son olarak değinmek istediğim eser ise; bir bilim-kurgu üzerine kültleşmiş kategoride bulunan Dr.Jekyll ve Mr.Hyde. Doktor Jekyll'in kendi hazırladığı bir ilaç sonucunda Mr.Hyde'ye dönüşmesi ve sonrasında işlenen cinayet ile hayatının altüst oluşunu hikaye ediyor. "Keşke daha uzun olsaydı da okusaydım" dediğim türden bir kitaptı. 

Her zaman dediğim üzere okuyup okumamak tamamen sizin kendi keyfiyetinize kalmış bir durum. İyi okumalar dilerim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap: