25 Temmuz 2013 Perşembe

Norveç Kitap Kulüplerine Göre En İyi 100 Kitap


Norveç Kitap Kulüplerinin 54 ülkeden birçok yazarın katılımıyla belirlediği en iyi yüz kitabı listesi yapılmış. Yazarlar arasında Salman Rüşdi, Milan Kundera, John Le Carre, John Irving, Nadine Gordimer, Carlos Fuentes gibi isimler bulunuyor. En çok oyu Don Kişot'un aldığı liste şöyle:

Kütüphane de uykucu bir kedi

- Chinua Achebe / Ruhum Yeniden Doğacak

- Hans Christian Andersen / Masallar

- Jane Austen / Aşk ve Gurur

- Honore de Balzac / Goriot Baba

- Samuel Beckett / Üçleme: Molloy / Malone / Adlandırılmayan

- Giovanni Boccaccio / Decameron

- Jorge Luis Borges / Toplu Eserleri

- Emily Bronte / Uğultulu Tepeler

- Albert Camus / Yabancı

- Paul Celan / Şiirler

- Louis - Ferdinand Celine / Dünyanın Sonuna Seyahat

- Miguel de Cervantes / Don Kişot

- Geoffrey Chaucer / Canterbury Masalları

- Joseph Conrad / Nostromo

- Dante Alighieri / İlahi Komedya

- Charles Dickens / Büyük Umutlar

- Denis Diderot / Kaderci Jacques ve Efendisi

- Alfred Doblin / Berlin Alexanderplatz

- Dostoyevski / Suç ve Ceza; Budala; Ecinniler; Karamazov Kardeşler

- George Eliot / Middlemarch

- Ralph Ellison / Görünmez Adam

- Euripides / Medea

- William Faulkner / Abşalom, Abşalom!, Ses ve Öfke

- Gustave Flaubert / Madame Bovary

- Federico Garcia Lorca / Çingene Romansları

- Gabriel Garcia Marquez / Yüzyıllık Yalnızlık; Kolera Günlerinde Aşk

- Gılgamış Destanı

- Johann Wolfgang von Goethe / Faust

- Nikolai Gogol / Ölü Canlar

- Günter Grass / Teneke Trampet

- Joao Guimaraes Rosa / The Devil to Pay in the Backlands

- Knut Hamsun / Açlık

- Ernest Hemingway / Yaşlı Adam ve Deniz

- Homeros / İlyada; Odessa

- Henrik Ibsen / Bir Bebek Evi

- Kitabı Mukaddes / Eyüb'ün Kitabı

- James Joyce /Ulysses

- Franz Kafka / Bütün Öyküleri; Dava; Şato

- Kalidasa / The Recognition of Sakuntala

- Yasunari Kawabata / Karlar Ülkesi

- Nikos Kazancakis / Zorba

- DH Lawrence / Oğullar ve Aşıklar

- Halldor K. Laxness / Independent People

- Giacomo Leopardi / Bütün Şiirleri

- Doris Lessing / Altın Defter

- Astrid Lindgren / Pippi Uzunçorap

- Lu Xun / Diary of a Madman and Other Stories

- Mahabharata

- Necip Mahfuz / Cebelavi Çocukları

- Thomas Mann / Buddenbrook Ailesi;Büyülü Dağ

- Herman Melville / Moby Dick

- Michel de Montaigne / Denemeler

- Elsa Morante / History

- Toni Morrison / Sevgili

- Murasaki Shikibu / Genji'nin Destanı

- Robert Musil / Niteliksiz Adam

- Vladimir Nabokov / Lolita

- George Orwell / 1984

- Ovidius / Dönüşümler

- Fernando Pessoa / Huzursuzluğun Kitabı

- Edgar Allan Poe / Bütün Hikâyeleri

- Marcel Proust / Kayıp Zamanın İzinde

- Francois Rabelais / Gargantua ve Pantagruel

- Juan Rulfo / Pedro Paramo

- Mevlana / Mesnevi

- Salman Rüşdi / Geceyarısı Çocukları

- Sadi-i Şirazi / Bostan

- Tayyip Salih / A Season of Migration to the North

- Jose Saramago / Körlük

- William Shakespeare / Hamlet; Kral Lear; Othello

- Sofokles / Kral Oidipus

- Stendhal / Kırmızı ve Siyah

- Laurence Sterne / Tristram Shandy Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri

- Italo Svevo / Zeno'nun Bilinci

- Jonathan Swift / Gulliver'in Seyahatleri

- Leo Tolstoy / Savaş ve Barış; Anna Karenina; Ivan Ilyiç'in Ölümü

- Çehov / Seçilmiş Hikâyeler

- Mark Twain / Huckleberry Finn'in Maceraları

- Valmiki / Ramayana

- Virgil / The Aeneid

- Walt Whitman / Çimen Yaprakları

- Virginia Woolf / Mrs. Dalloway; Deniz Feneri

- Marguerite Yourcenar / Hadrianus'un Anıları

- Yanık Njall'ın Sagası

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Yola Adanmış 1 Ömür: Jack Kerouac


    Sürekliliğin, her türlü muhafazakarlığa, durağanlığa karşı “yolda” olmanın metaforik anlatısını içeren kitap, modern toplumun birey üzerindeki tahakkümüne karşı, alternatif arayışları çerçevesindeki kaçışlarından belki de tekniğin, teknolojinin giremediği en “son” öyküyü anlatır.

Jack Kerouc
 

    Arabayla uzaklaşırken arkanızda bıraktığınız insanların düzlükte ufalarak nokta haline gelip kaybolduklarını gördüğünüz anda hissettiğiniz o duygu nedir? fazlasıyla büyük bu dünya, bizi ezip geçiyor duygusudur bu; ve vedadır. ama biz yine de gökyüzünün altında bir sonraki çılgın maceraya doğru koşarız.

    Beat kuşağının önderliğini üstlendiği yola düşme özgürlüğünü motosiklet ile bağlantılayıp, yeni kültürü tanımlayan film olan `Easy Rider`de temelde bu kitabından kaynaklandığı söylenilebilir.

    Mutluluk ve zevkten dans kendilerinden geçmişçesine dans ediyorlardı sokaklarda, bense ilgimi çeken insanlar söz konusu olduğunda hep yaptığım gibi peşlerinden sürükleniyordum, çünkü benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir,

    Yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar, aynı anda her şeyi birden arzulayanlar, hiç esnemeyen, beylik laflar etmeyen, yıldızların arasında örümcekler çizerek patlayan ve en ortalarındaki mavi ışığı görenlere, “vay canına!” dedirten o muhteşem sarı patlayıcılar gibi yanan, yanan, yanan insanlar”

    “Yolda” gidişin sonu ve amacı yoktur, yolda olmak amacın kendisidir.

Jack Kerouac

    - Bir defasında “öldüğümüz zaman bize ne olacak?” diye sordum.“ölmüşsen ölmüşsündür zaten, hepsi bu.” diye cevap verdi. odasında, psikanalistiyle birlikte kullandıklarını söylediği bir zincir takımı vardı: narkoanaliz yapmayı deniyorlarmış, ihtiyar boğa’nın, derinlere doğru indikçe kötüleşen yedi ayrı kişiliği olduğunu keşfetmişler. en sonuncusu gözü dönmüş bir geri zekâlı, ortada ise başkalarıyla beraber kuyrukta bekleyen ve, “bazıları piçtir, bazıları değil, bütün mesele bu,” diyen ihtiyar bir zenci.

    - İnsanların dünyasında adsız olmak cennette ünlü olmaktan iyidir. cennet nedir ki zaten? yeryüzü nedir? hepsi zihnimizde.


    Dean tam beş dakika lokantanın önünde dikildikten sonra içeri girip yerine oturdu. “eee,” dedim “Dışarıda ne yapıyordun öyle yumrukların sıkılı? bana sövüp böbreklerim hakkında yeni espriler mi düşünüyordun?”

    Dean sessiz sessiz başını salladı. “hayır oğlum, hayır oğlum, tamamen yanılıyorsun. öğrenmek istiyorsan söyleyeyim.”

    “Söyle söyle, çekinme.” bütün bunları söylerken kafamı yemekten kaldırmadım. kendimi hayvan gibi hissediyordum.

    “Ağlıyordum,” dedi Dean.


    “Yok canım, daha neler! sen hiç ağlamazsın ki!”

    “Öyle mi dersin? neden ağlamazmışım?”

    “Ağlayacak kadar canın yanmaz da ondan.

    Söylediklerimin hepsi kendime sapladığım bıçaklardı aslında.

Jack Kerouac

    - Ya işte böyle, günbatımı olunca bazen nehir kenarındaki yıkık iskeleye oturur, göz alabildiğine uzanan gökyüzünü seyreder, inanılmayacak kadar büyük tek bir tümsek halinde batı kıyısı’na doğru yuvarlanan o toy toprakların, başını alıp giden yolların ve sonsuzlukta oturup hayal kuran insanların varlığını hissederim, derim ki çocuklar ağlıyordur şimdi, ağlamalarına izin verilen yerde, o gece gökte yıldız olmayacak, tanrı ayıcık pooh’dur, bilmez misiniz?

    - Akşam yıldızı çayırın üstüne ölgün ışıklarını döküyor olmalı,

    - Az sonra esaslı bir gece çökecek, dünyayı kutsayan, bütün nehirleri karartan, tepeleri sarıp sarmalayan, son kıyıyı da kaplayan gece, ve kimse kimseye ne olacağını bilmeyecek,

    - Yaşlanmanın çaresiz sefaletinden başka, işte o zaman dean moriarty gelir aklıma, ardından ihtiyar Dean Moriarty, bulamadığımız baba, ve gene Dean Moriarty.

9 Temmuz 2013 Salı

Einstein: Arılar Yok Olursa

Bal arıları ve kovan

    Arjantinli ve Kanadalı bilim adamları tarafından yapılan yeni bir araştırma, Einstein’ın özellikle küresel ısınma kapsamında çokça tartışılan “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanoğlunun 4 yıl ömrü kalır” teorisini çürütüyor.

    Araştırmaya göre çiçeklerin döllenmesinde arıların büyük bir role sahip olduğu doğru ve gerçekten de arılar yok olursa, bugün severek yediğimiz pek çok meyve ve sebze yok olacak. Sabah’ın haberine göre, Arjantin’deki Nacional del Comahue Üniversitesi’nden Dr. Marcelo Aizen’e göre, bu durum insanoğlunun sonunu getirecek ölçüde büyük bir krize sebep olmayacak.

    Aizen, insan beslenmesinde pirinç ve buğdayın daha hayati bir öneme sahip olduğunu ve bu gibi besin maddelerinin yetiştirilmesinde arıların herhangi bir “katkısının” bulunmadığını belirtiyor.

    Bu sebeple de “Arılar kaybolursa, besin çeşitliliğimiz azalır, dünya belki eskisi kadar güzel bir yer olmaz, ancak hayat devam eder” diyor.

    Albert Einstein, “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanın 4 yıl ömrü kalır” demişti. Einstein iddiasının gerçek olması halinde insanoğlunun tükettiği sebze, meyve ve diğer bitki türlerinin yarısı yok olacak. Bu durum besin zincirini ve diğer canlı türlerini de etkilemesiyle yaklaşık 100 bin canlı türünün de tükenmesi ihtimalinin doğacağı bu varsayımın iddiaları arasında.

    Bir bilim adamı değilim. Einstein dediklerini akıl sınırları içerisinde değerlendirdiğinizde gerçekçi bir tespit yaptığı kanaatindeyim. Dr.Marcelo Aizen'e göre pirinç ve buğday gibi besinlerde arıların bir fonksiyonu olmaması sebebiyle insanlığın yok olma ihtimalının ortadan kalktığını savunuyor. Şahsi fikrim; yine de arı ırkının insanlığın geleceğini tayin edeceği günler çok uzakta değil. O yüzden doğaya ve diğer canlıların yaşam alanlarına saygı göstermeliyiz.

    Gerilim filminden daha sıkıntılı olan bu senaryo umarım ilerleyen yıllarda gerçekleşmez. Yoksa çok sıkıntılı zamanlar bekliyor insanlığı...