30 Mayıs 2023 Salı

Kırsaldaki Hayatı Özlemek

Bir beyaz yakalı olarak çok uzun süredir şehirdeyim. Çoğu milyonlar gibi babamın askerlik sonrasında erkek kardeşim, annem ve beni alarak şehre göçüyle başlıyor benim hikayemde. Ardından ise; büyük şehirde kız kardeşim dünyaya geldi. 

İlk geldiğimizde kent ağırlıklı olarak kıyı şeritlerinde apartman, iç kesimlerde ise; gecekondular şeklinde kümelenmişti, o zamanlar. 1999 depremi sonrasında betonlaşma daha da hızlandı. Ve son haliyle günümüzdeki beton yığını halini aldı. Maviyi ve yeşili görmek için en azından çoğunluğumuzun bir vasıtaya ihtiyacı var. (Tümcemi anlamlandıramayanlar için açıklama: Otobüs ya da araba yolculuğunu kastediyorum.) 

Sonrasında; birçok ailenin içine düştüğü bu girdaptan ebeveyn olarak çocuklarını okutma telaşı, sınav stresi -gerçi hala aynı pek birşey değişmedi. En azından benim bir kıyas yapma şansım var, küçük kızkardeşime nazaran. Ben ve erkek kardeşim azda olsa köyde büyüdük. O ise; bu şansı hiç yakalayamadı ve ancak yaz tatillerinde kısa süreliğine de olsa -yaz tatillerinde köy yaşamını deneyimledi.

- Sıradan kırsal bir hayatı özlüyor muyum, peki? 

Cevabım: Uzun bir süre şehirde yaşadıktan sonra "Evet". Sebebi gayet basit: İnsan fizyolojisinin ham maddesi olan su ve toprağı ruhen olsun, fiziksel ihtiyaçlar açısından olsun tedarik etmesi ve bu ihtiyacı karşılaması gerekli. Kısa süreli tatminler tam bir mutluluk getirmiyor artık bu açıdan. Gözlemlediğim kadarıyla; bir köy hayatı ya da kırsalda yeni bir düzen kurma isteği çoğumuzda -pandemi dönemi başta olmak üzere ekonomik koşullarında daha ağırlaşmasıyla hissedilir hale gelmiş bulunmakta. 

İnsan bir kaçış değil aslında bir hava deliği arıyor, bu keşmekeşin ortasında. Bu fırsatı yakalayabilenler en azından hafta sonları bunu gerçekleştirme adına yazlıklarına kaçabiliyor. (Eskiden bizimde Yalova da mütevazi bir yazlığımız vardı.) Maalesef; insanımızın çoğu aynı koşullara sahip değil.  

Sanırım, çocukluğumla beraber o kırsal hayatı yaş aldıkça daha da çok özlüyorum. Ve içinde yaşadığım metropol birçok imkanı ayağıma kadar sunsa da -bütünüyle bir konforu paket halinde verse de artı yeterli gelmiyor.

Yazımı huzurun doğada olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum. Umarım en azından bazılarımız bu hayatı yaşarken tadabilme fırsatını yakalayabilir. (...bu temenniyi azda olsa yakalayanların dışında kalan kitle adına diyorum.)

Not: Seçim hengamesini de göz önüne alırsak, yazın gelişiyle beraber kitap okuyup, güneş altında denizin o tuzlu suyunda rahatlama anını yakalayacağımız "yaz" artık kapıya geldi. Kitaplarla ve esen kalın. Şimdiden herkese iyi tatiller.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap: