17 Kasım 2005 Perşembe

Amacımız: Sadece Nefes Almak ve Yaşamak Olmamalı


    Hayat ne olduğumuzla değil de ne yaptığımızla ilgilenir hep. Birinci olamayacağımızı çoğu kez bildiğimiz için geride kalmamaktır marifet. Şiir gibi konuşamayız belki ama edebiyattan da anlamak gerek bazen...

    Evde oturmuş zamanı kitap okuyarak çürütmeye çalışırken. Üstte yazdığım cümleler ortaya çıktı yazmamla. Hayat aslında bir dipsiz kuyu gibi yutarken zamanı ve zamanın içindeki biz insanları. Aslında hepimiz bitmez-tükenmez bir yarışın içindeyiz.

    Peki amacımız ne? Çok basit yaşamak.

    Ufakta olsa bir şeyler başarıp, 'ben yaptım' diyerek ve yapamayanların gözüne sokarak yaşamak.

    İstemeyerek de olsa. Hepimiz böyleyiz maalesef. Kimse oynamasın tribünlere.

    Nedenine gelince. Her şeyin sebebi olan zaman: her zamanki gibi yetersiz. İmkanlar kısıtlı. Ama unutmamak lazım hiçbir şey içinde geç değildir son nefesten önce...

    Lakin yaşarken her şeyden biraz bilmek ve biraz tatmak gerek. Çünkü: midenin açlığından çok ruhun gözü aç olması fena şeydir bana göre...

    Edebiyattan da anlamak gerek spordan muhabbet ettiğimiz kadar. Arabalarla her yere kolayca ulaşırken, kireçlenen dizlerimizin doğa da adım atmaya can attığını da hatırlamak gerek..

    Amacım; yaşamayı öğretmek değil kimseye. Ne haddimize. İnsanlar bir şekilde doğuyor. Kimisi istediği hayatı yaşayabiliyor, kimisi bu uğurda 'benim' gibi tırmalıyor. Kimisi ise: hiç uğraşmayıp bırakıyor ve öylesine yaşıyor.

    'Her tercih bir yok oluş biçimidir.' diyor Nietzsche efendi. Kişiden kişiye değişir. Belki kanıksanmayacak bir doğrudur. Bilemeyiz yarını bilemediğimiz gibi...

    Benim kafama göreyse: ne birinci olmak lazım illaki. Ne de sonuncu olup hüsrana uğramak. Ortalarda gidip gelmek en güzeli. Aynı denizin gel-gitlerle var olması gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap: