7 Kasım 2005 Pazartesi

Medyanın Gücü Üzerine


    Medya: politikanın artık olmazsa olmaz organlarından. Hatta eli kolu bile diyebiliriz. Bütün siyasi propagandalar, açıklamalar, tartışmalar, işin A'sından Z'sine her şey bu renkli kutu üzerinden yapılıyor. Televizyonlar hayatımızın büyük parçası olup çıktı. Çok kişi üne ve servete kavuştu sayesinde. Kimileri ise; kariyerini bitirdi...

    Medya elindeki ile büyük bir güç. Halka anlatılmak, yavaş yavaş aktarılması istenen bilgi empoze ediliyor. Reyting denilen ölçümle de halkın nabzı -tepkilerde dikkate alınarak ölçüyor. Burada problem yok.

    Problem şurada: üniversite günlerimde "İletişim ve Toplum" konulu panellerden birine katıldım. Konuşmacılardan biri: "Eğer dünya üzerinde kitleleri böyle birbirine bağlayan devasa ağlar olmasaydı. Belki savaşlar, felaketler daha çoğalırdı..." şeklinde bir açıklama yaptı.

    Paneldeki konuşmacının açıklaması kısmen doğru, kısmen yanlış. Bugün savaşlar belki bir günde başlayıp, bir kaç ay içerisinde sonuçlandırılabiliyor. İnsanlık tarihine teknoloji büyük katkılar verdi. Ama teknolojinin böyle ilerlemesi yanında büyük katkılar getirdiği gibi çokta büyük şeyler götürdü toplumlardan.

    Her gün dizi ile yatan, dizi ile kalkan ülkelerdeniz. İşte medya burada kendini ve gücünü gösterdi. Medya patronları, parti başkanları kadar büyük statülere sahipler artık. Onların ağızlarından çıkacak kelimelere göre haberler gazete ve televizyonlarda yer alabiliyor.

    İşte böyle böyle Doğan, Ciner gibi medya patronları topluma yön veren büyük medya şirketlerinin, holdinglerinin sahipleri oldular. Oldular da mı? ne oldu. Geleceğimize yön veren medyanın geminin başına geçtiler.

    Medya toplumun geleceğini belirleyen en büyük faktör olması nedeniyle, gücün kimde olduğunun bilinmesi gerekli. Hem de toplumun her bireyi tarafından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap: