9 Ekim 2014 Perşembe

Asmışlar Karşı Duvara Şiirleri


Kelimelerle uğraşmak istemiyorum seni anlatırken, 
Susarak mana vermek istemiyorum bakışlarıma,
Cilveleşmek, uzun uzun konuşmak benim iş değil biliyorum,
Beklentim öyle büyük değil, sadece-
Uzaklardayken bile beni anlamanı bekliyorum senden,

Oysa ki: daha dün yağmur yağdı şehrime,
Logarlar, giriş katları, toprak suyla kucaklaştı,
Kolu komşu kovalarla su tahliyesinde,
Pencereden bakıp görüyorum olanı biteni,

Bense sadece dışarıyı düşünüyorum,
Bak işte-
Amansız bir sevinç hali var doğa da,
Kurt kuzu ile oynaşıyor,
Yavru ceylan daha yeni yürümeye başlıyor,
Ve ben daha çocuğum aşkta...

Nasıl anlatmalı bilemiyorum,
Tarifi imkansız duygular ve sıkıntılar içindeyim,
Gece yarıları uyanıyorum aniden,
Bölüyor karabasanlar en güzel yerinde düşleri,

Adı neyse işte o duygunun,
Bir yanda yaşam, bir yanda ölüm gibi seninle,
Şiirler gelip geçiyor aklımdan,
Mısralar sarı saçlı kızların bukleleri gibi,

Şairler bitirmiş işlerini,
Asmışlar karşı duvara şiirlerini,
Bir koyu muhabbet, bir fasıl, bir cigara,
Dalıp gidiyor açıyor adamın iştahını,

Komedi filmleri, dramalar, sinemalar, salonlar,
Yani kısaca insanlar,
Hep hareket halinde bir bilinmez bir meçhule,

Anlamıyorum belki,
Belki de anlatamamın nedeni sende gizli,

Yorma diyor biri kafanı,
Hep böyle olmuştur,
Konuşuyor dilinin döndüğünce,
Ben dünyanın çivisini düşünüyorum,
Baya oldu çıkalı yerinden,

Bir rüzgar gülü sürekli dönüyor ömrüm rüzgarda,
Ne havaya alışabiliyorum, ne ritmine ayak uydurma hali benim ki,

Yaşıyorum sadece,
Nefes alıp vermeye, yemeye, düşünmeye, sevişmeye,
İnsanca şeylere tutkulu,

Böyle yaşamaya yaşamak denirse, yaşıyorum işte,
Yarına olan umudu bir gram bile eksiltmeden...