7 Kasım 2016 Pazartesi

Ve Haliç'te Vururlar Hüseyin'i


Ve günler sıradanlaşır,
İlmek ilmek dokursun acıyı,
Şatafatlı laflar samimi duygulara dönüşür,
Kısacası,
Giden gider -kalan kalır,

Neler beklersin hayattan,
Başına neler gelir,
Hal bilmezler çoktur,
Laf edenler,
Hıyanlar, çıyanlar,
Ve zordur bizim elin yokuşu,

Düşmüşsündür gurbete,
Bir gözün açık uyursun,
Ruhun kiralık aşklara gebe,
Trafik lambaları, loş ışık,
Gece yormaz seni,
Zira her yer karanlık,

Tezahürü zor -bazı şeylerin,
O son paketteki tek tel cigara,
Ciğerlerine değil,
Ruhuna dolar,
Gram gram eksilirsin,
Haberin olmaz -uyursun,
Azalır sevgin,
Artan diğer duygulara paralel,

Çok şey konuşmak istersin,
Döner bakarsın insan(cık)lara,
Ve sonra konuşmak istediğin kadar,
Susarsın,
Kelimeler ziyan olmasın diye,

Şiir yazmak,
Şair olmak isteğinden değildir -bilirsin,
İçine dolan onca karmaşayı,
Akıtmaktır oracığa,

Sonra beş yaşında bir çocuk gelir karşına,
Onla arkadaş olur, oynarsın,

Hep ertelenen ve sonra gelen şeyleri yaşarsın,
Sanki gelmesi telafi edermişçesine,
-geçen zamanı,

Ve Haliç'te vururlar Hüseyin'i,
O tektir diğerleri üç kişi,
Haberlerde verirler duyarsın,
Çıkarsın kapı önüne,
Sayarsın, söversin,
Lakin yiğidi vuranlar üç paralık adam,
Senin Hüseyin'in tek başına -er kişi,

Anlarsın bu dünyanın düzeni böyle,
Yapanlar edenler ağalar beyler,
Neylersin,
Zamanın hesabı da böyle döner,
Ve dayanamaz,
Sokarsın tekere çomağı,
Kırılsın diye çark-ı feleğin.